- MÂ-İ MUKAYYED
- Herhangi bir maddenin karışması ile yaratılmış oldukları hâlden çıkmış ve hususi bir ad almış sulardır. (Gül, çiçek, üzüm, asma, et suları gibi
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
mukayyed — (A.) [ ﺪﻴﻘﻡ ] 1. bağlı, zincire vurulmuş. 2. kayıtlı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MUKAYYED — Kayıtlı. Serbest olmayan. Sınırlı. Bağlı. * Deftere geçmiş, kaydedilmiş olan. Bağlanmış. El veya ayağında zincir, kelepçe bulunan. Mevkuf olan. * Bir işe ehemmiyet veren. İşine önem verip bakan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYR-İ MUKAYYED — Bir kimseye hayırlı olduğu halde, diğer bir kimseye göre zararlı ve şer olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İ'NAT — Zahmete uğratma, meşakkate maruz bırakma. * Edb: Mukayyed kafiye ve mukayyed seci san atı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mukayyet — sf., esk., Ar. muḳayyed 1) Bağlı olan, bağlanmış 2) Bir şart veya kayıtla bağlı olan 3) Yazılmış, yazılı, kayıtlı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mukayyet olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ECEL-İ MUALLAK — Levh i Mahv İsbat ta mukadder olarak yazılı, bâzı şartlarla mukayyed olan ecel. Ecel i müsemma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FER' — Şube, kol. İkinci derecede olan. Dal budak. * Bir aslın neticesi. * Bir cemaatın şerefli ve daha meşhuru. * Kazancı olan mukayyed mal. Hâzır ve muhâfaza altında olan. * Yükseğe çıkmak ve iki nizalı olanın arasına girip ıslah etmek. * Asıl mes… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRAT — (Hayr. C.) Sevap için Allah rızâsı yolunda yapılan iyilikler. Haseneler.Hayır iki çeşittir. Birincisi: Mutlak hayırdır; her halde, herkes için rağbet edilir ve sevilir, herkes için iyidir. İkincisi: Mukayyed olan hayırdır; birisinin yanında hayır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEZZET — (C.: Lezzât) Tad, çeşni. Hoş ve güzel olan şey.(Dünyanın âkıbeti ne olursa olsun, lezaizi terketmek evlâdır. Çünki, âkıbetin ya saadettir, saadet ise şu fâni lezaizin terkiyle olur. Veya şekavettir. Ölüm ve idam intizarında bulunan bir adam,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜRTED — İrtidad eden. İslâm dininden dönen.(İrtidat, din i celil i İslâmı kabul ettikten sonra dönmektir. Yâni: Esasen müslüman olan veya bilâhare İslâm dinini kabul etmiş bulunan bir şahsın, bilâhare dönüp başka bir dine intisab etmesi veya hiçbir din… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük